27 Aralık 2011 Salı

mutluyum mutlu musun mut lu mu!

Mutlu olun olum.

25 Aralık 2011 Pazar

ve insan yazıyı buldu.

Vee notepad++ macroları buldum.
Artık benim de kod yazdığım alan IDEmsi olacak.
Renkli olacak.
Sevindirik oldum mu ne oldum.

memories in pictures


emrah:)

pupy bakışı:)

24 Aralık 2011 Cumartesi

Doğum günü

Geç kalınmış bir doğum günü yazısı yazmam gerekiyor.
Çünkü geçen sene ile alakası olmayan çok güzel 
bir doğum günü geçirdim. Biraz erken kutlandı 
ama süperde oldu:)
Daha fazla şaşırmazdım.
Belirlenen mekana gayet de sanki 
ben insanları zorla sokmuşum gibi girdim.
İnsanın bilinç altına işlemek
yada bir insanı çok iyi tanımak bu demek ki.
Ve en yakın arkadaşımla
yeni tanışan sevgilim ile birlikte üç kişi
muhabbet nereye kadar gider acaba derken 
zenitimin merceğinden ugur böceğime baktığım
tam o anda kenardan sızan bir ışık huzmesini farkedip
aa birinin doğum günü var herhalde diye içimden geçirip.
Gözümü mercekten ayırınca orada duran 
deli gibi özlediğim ve uzun zamandır bir arada görmediğim
eski ev arkadaşlarımı görmem.
Ve ablak şaşkın bir ifade ile flaşlara yakalanmam.
En ilgincide dört yıl bir mekanda bir araya gelemediğim
sınıf arkadaşımın da orada olması idi.
arkadan gelen üç arkadaşım daha.
Geçen sene bu dönemde bir yıl sonrada görüşebilir miyiz derken
görüşmüştük işte.
İstanbul da bir araya gelmiştik.
Ve bunu benim biricik Uğurum yapmıştı.
Hayatıma uğur getirmişti resmen.
Ve seçtikleri o güzel mekanda neredeyse bulaşık yıkamak zorunda
kalacak duruma düşsek de:)
İspanyol şarkıcılar inanılmazdı.
Salsa müzikleri eşliğinde üç ayak oynayan arkadaşlarımla 
gülmek eğlenmek paha biçilemezdi.
Mekana girmek için sırada bekleyen insanlara zıt bir şekilde
dışarıda yanımıza gelen kemanlı darbukalı şoparların 
alaturka müziklerine eşlik edip eğlenmekse çok ayrıydı:)

21 Aralık 2011 Çarşamba

20 Aralık 2011 Salı

15 Aralık 2011 Perşembe

cuma & sabah


Cok guzel bir onerme aslinda
Cuma= 1
Sabah=0
Oglen=1
Aksam=1

Bu durumda cuma ve sabah in sonucu 0 gerisi 1 olacaktir.
Yani cuma sabah calisamamaktan daha normal ne olabilir:D


tren geciyor.. birak gecsing

14 Aralık 2011 Çarşamba

persembe

Bu gun gunlerden ne ki diye cok sormaya basladim.
yarin gelsin bir an once
hatta bu aksamdan gelsin...
Gelse guzel olurdu...
Supriz de olurdu:)

Kahve molasi

Pay attantion:Turkce karakterlerimi getirin bana arkadasim.
Sirf bu sorun yuzunden "bunaldim" demek zorunda kaliyorum.
"s" ile baslayan kelimeyi soylemek yerine .
Hayir yazicam da hic hos olmuyor.

Ayrica hayat cok garip ya martilar falan:)
Bir gun malaginizi yerden toplayamiyorken
ertesi gun yere indiremeyebilirsiniz:)
Ps:"Size anne diyebilir miyim!"

28 Kasım 2011 Pazartesi

izmit adapassar

Dun liseden iki arkadasi gordum mezun oldugumdan beri gorusmedigim.
Iyi yaptim hayatin aktigini gormek guzel bir sey bazen:)
bazilarinin saclari dokulmus tepeler acilmis bazilari o ergen tiriplerinden kurtulmus.
Ve uzun zaman gorusmediginiz insanlarla yasanan o garip sessizligi yasamamakta cok guzeldi. 

homucuk

o o larin uzerinde iki dene noktacik olacak emme klavyem gavur.
Insan isini sevip de nasil bunu zor ve sikici bir hale getirir bilir misiniz.
Ben bilmiyorum ama yapabiliyorum.
Is degilde insanlarin arasinda olmak beni geriyor.
Ne zamandan beridir bilmiyorum ama bu kubikin icinde olsam bile rahat degilim.
Ya nefes alamiyorum resmen. Her an panik atak gecirme potansiyeline sahip gibiyim
Surekli bir telas icindeyim.
Evet isin ozetine gelelim ben burada kendim degilim.
Ya ben nerede kendimim iki uc insanin yaninda geri kalan yerlerde rahat deilim.
Oyleyim iste ne bileyim.
Ben boyleyim.
Ben homucuk muyum peki asil soruya gelelim.
Degilim aslinda ama kendim olmadigim zamanlarda oyleyim evet.
Kadin soguktu dimi evet bence soguktu ama bunu umursayacak miyim:)
Tabi ki hayir.
Cunkum ben bazen mutlu bir homucugum.

16 Kasım 2011 Çarşamba

Abart

Abartilarimi abort etmek istiyorum bazen:D
Ama heyecanli oluyor boyle ara ara :)
Oley resimden silinmiyorum ki:D

15 Kasım 2011 Salı

Gunaydin

Turkce karakterlerimin olmamasina aldirmamaya baslayamadim daha:)
Kahve manyagi olma potansiyelim hala yuksek.
Ve Istanbul yabancilasir mi yabancilastirir mi sorusunun cevabi mechul. Bel ki de bu soru mantiken yanlis bir temel uzerine kurulu.
Bilinc altim ruyamda butun gucuyle ortaya cikti. Kiz kimdi gercekten hatirlamiyorum ama.
Onun hayatini bir resim gibi busunursek bende acaba gelecege donuste ki Marty Mcfky gibi yavas yavas o resimden silinme tehlikesi icinde miyim?

10 Kasım 2011 Perşembe

Kirmizi woswos munibusumu ve ugur bocuklu sarimsakli hatirami kasamin uzerine koydum. Kupamda artik yanimda. Belkide inanmasi o kadar zor degildir:)

7 Kasım 2011 Pazartesi

Bayram

Ya şimdi o kadar kurban eti yedik içtik tatlı yedik bayram kutladık bayram ile ilgili bir şeyler yazmassam olmaz.
Ayrıca bu şarkıyı da paylaşmalıyım:)
Bu şarkı aslında sadece bayramı ifade etmiyor bana:) Özellikle " Sen yaz geceleri yıldızlar içinden arasıra bize göz kırparsın sen soğuk günlerde kalbimi ısıtan en sıcak anısın" kısmı beni benden alır. Gözlerim de dolar.

6 Kasım 2011 Pazar

İyi geceler sevgi kelebeğem:)
Ben bazen dengesiz bir insan olabiliyorum mesela daha demin ühühühü derkene şimdi Güç bende artık  himen diyebiliyorum:)

Dark side

Bazen korkarsınız ya işte o zamanlarda sizin elinizden tutup da size güç verecek birinin olması güzel bir şeydir. Bel ki bu el tutma mecazidir zira ben sesini de duysam yeter bana:) O konuşur o daffasfasfgasgg dese bile sizin içiniz rahatlar.

Omzuna yatmakta çok iyi gelir bana. En son gördüğümde de öyle yaptım. o boynu ile omzu arasında o kafamın tam da oturduğu yer sanki tam olarak ben oraya başımı koyayım diye yapılmış:) Onun kokusunu en iyi aldığım, sıcaklığını en iyi hissettiğim yer, kalp atışlarını duyabildiğim yer. kritik nokta yani:) Sanki ufaldım küçüldüm ufacık bir kuş oldum gömleğinin içinden tam oraya boynunun altına konuverdim orada böyle kıvrılıverdim.Orada huzuru bulup dalıverdim uykuya oda bana anlattı korkularını.

Bak şimdi korku morku kaldı mı:) Kalmadı neden çünkü öyle:)

5 Kasım 2011 Cumartesi

İş başa düştü

Yerde aradığımı gökte buldum gibi bir şey oldu. Tam da istediğim işi  buldum. Ama her zaman ki gibi ilk tanıştığım insanlar ile arama koyduğum mesafe burada da kendini gösterdi. Ve sonra düşündüm ben ki bunca yıl oradan oraya giderken hep kurulu düzenlere alışmış bir insanken çok da girişken bir insandım. Oradan girer buradan çıkar birileri ile konuşurdum. Hata yapmaktan korkmaz ki sıkça da hata yapardım. Ayrıca muhakkak fikirlerimi söylerdim. Sanırım o zamanlar geride kaldı da neden geride kaldı onu tam anlayamadım.
Bütün bu alışma faslı dışında iş yeri, iş ve çalışma ortamı çooooooooooook güzel. Nazar değmesin dadından yenmeyecek cinsten. Zor evet çok zor ama çok güzel.
İstanbulun ne melem bir yer olduğuna girmek istemiyorum. zira neredeyse haydarpaşaya gidip denize doğru istanbul sen mi güçlüsün ben mi güçlü diye bağıracam o moddayım. O derece gerildim trafiğinden bilmemnesinden. Birde insana yardımcı olacak birileri olmayınca daha da geriliyor insan.
Neyse işte İstanbula taşınayım bilmemne demekle olmuyormuş. bildiğin göt istiyormuş istanbula gelmekte çalışmakta  böyle bir yerde ama yapacağım:)
Vazgeçmeyeceğim, bilinç altımın bütün demoralize çalışmalarına rağmen yapacağım:)

1 Kasım 2011 Salı

Hayat garip bazen martılar bazen tavuklar.

Hayat bazen garip ya bazende çok güzel.
Özellikle o gariplik çok güzel.
9 ay önce oturduğun bir yerde,
içinde kocaman bir sevgi balonu ile
daha mutlu bir şekilde , işlerin hiç tahmin etmediğin 
bir noktaya geldiği bir şekilde oturmak mesela.
Mesela rüyanda göremeyeceğin bir işe girmek mesela.
Mesafeler diye, uzak diye özlem delisi olmuşken 
sevdiğinin dibine gelmek mesela...
Sevdiğin insanın ne kadar üzüldüğünü hissetmek,
ve kendi olayına sevinememek,
uyuyamamak, bütün gün olanları değiştirebilecek
bir yol düşünmek mesela.
sonrada bir insanı ne kadar önemsediğini anlamak mesela...
hayat garip ve güzel.
her şey güzel olacak demiştin
evet sana inanıyorum:)
her şey çok güzel olacak
:)

28 Ekim 2011 Cuma

İŞ GüÇ

Ne zormuş ya of ne zormuş.
Ayrıca gerçekten hemen kestirip atmış mıyım.
Acaba bir görüşme daha yapsa mıydım.
Bir güncük daha ertelese miydim orayı.
Of bir karar verdim şimdi bu kafamda ki
Hımhımlar niye var.
Karnım neden kasılıyor.
Neden?
Of arasalarda bende rahatlasam.

23 Ekim 2011 Pazar

Çatlak

Alaya aldığınız hayatın da sizinle alay ettiği zamanlar vardır ya.
işte bu gün o günlerden biri.
17 ağustos 1999 bu tarih  benim ve bir çok insanın hayatına
doğum tarihlerimizden daha kalıcı bir şekilde kazındı.
hayatıma devam ettim evet,
ama her fırsatta dikişini atan bir yara ile.
Benim olucak bu bebek.
Çekicem fotoları çekicem fotoları:)

not foreva but togetha


İşte ben bu konseri orada canlı izleyemediği için
üzülenlerdenim.

22 Ekim 2011 Cumartesi

Home is me



 Aslında hiç var olmadığınız 
tanıdık yerler.
İlk kez duyduğunuz tanıdık bir şarkı.
Hiç tanımadığınız tanıdık bir insan.

20 Ekim 2011 Perşembe

...


Bir şey yazasım gelmiyor bu terörle ilgili,
Bu bir savaş bile diyemiyorum çünkü 
bu bizim yıllardır savaşamadığımız,
kabullendiğimiz bir şey....
Bir şey yazasım gelmiyor,
bir şeyi değiştiremediğim için.

rüyada trenden düşmek


Neden insan rüyasında bir yerden bir yere gidecem
diye trene bindiğinde bu tren birden roller coster'a dönüşür.
Ve neden dağı taşı roller coterla gider ve üstüne üstlük tam 90 derece
dik bir yokuşu çıkarkene zınk geri düşmeye başlar?

Bilmıyom:)

Bunu senin için söyledim:) 
Bir daha söylememi istersen bir daha söylerim:)
Senin için;)
Kuaförlere güvenmeyin.
Onlar size yardımcı olmak için değil
Güzel balo gecelerinizi,
düğünlerinizi,
iş görüşmelerinizi sabote etmek için var.

12 Ekim 2011 Çarşamba

sizde sonbahar bizde kış

Danalar gibi uyudum. Hava Kapalı, sıcak içiceğimi içerkene pencereden bakabileceğim bir tren yolu manzaramda yok:D 

Ama bu şarkının her durumda gideri var.

Wow look at you now
Flowers in the window
It's such a lovely day
And I'm glad you feel the same
Cause to stand up, out in the crowd
You are one in a million
And I love you so
Lets watch the flowers grow

10 Ekim 2011 Pazartesi

Bana tembellikten kurtulmanın bir yolunu öğretenin kırk yıl kölesi olurum...

5 Ekim 2011 Çarşamba

Karın Ağrısı

A*** beni işe al! 
Ayıp denen bir şey var.
Hani senin görevin insanları bir araya getirmekti.
Çekim alanında kötü zaten.
Senin yüzünden sevdiğimin sesini bile,
zar zor kesik küsük duyuyorum.
Birde ben lay lay lay diye onun yanına gidekene 
beni sabote ettin ya işte benim dudağımı onun dudağını
düşürttüğün için beni işe almalısın.
Sevenleri ayırmamalısın.
Emekleri boşa harcamamalısın.
Beni işe al! aaaaaaaaaaaa!


21 Eylül 2011 Çarşamba

Mutluluğu 12 tensde çekimleyesim var.

Günlerimiz böyle mutluluk içinde geçiyordu.
Fon müziklerimiz le kendi filmimizin içinde idik.
Esas kız esas oğlan bir fotoğraf karesinde idi.
Kafalarına elma falan düşmedi çünkü
kız düşmeden elmayı yakalayıp yedi.
Ama bu pek sorun olmadı :)

Mutluluk!












tey yarim.

Fotoğralar kurtulmuş yıh yıh yıh.
Bu teyyare gibi uçuyorum bende:)
Kanatsız bir teyyare gibiyim adeta.


19 Eylül 2011 Pazartesi

Akıl yaşta değil baştadır...

Bütün iyi insanlar akıllı olsaydı,
Bütün akıllı insanlar iyi olsaydı,
Dünya olabileceğini sandığımızdan
Çok daha hoş yaşanır bir yer olurdu.
Ama her nedense ikisinin uyuştuğu
Ya seyrek görülür ya da hiç görülmez.
İyiler çok haşindir akıllılara karşı,
Akıllılar çok kabadır iyilere karşı.

18 Eylül 2011 Pazar

15 Eylül 2011 Perşembe

Götüme Bokuma

Hırstan bir bok anlamayan insanların çocukları bu hırslı bundan adam olur bu hırssız bundan adam olmaz diye ayırmasına uyuz oluyorum.

11 Eylül 2011 Pazar

Pasta yaptık biz yeaaaa.
Kreması biraz fazla olmuş ama olsun oldum olası tencere dibini yemeye bayılmışımdır.
Kocaman çikolatalı bir pastamız var bizim yeaaa:)

mutluluk gözlerinde:)

5 Eylül 2011 Pazartesi

Ankara'nın taşını bak!

Bundan tam 4 yıl önce tam da bu gün üniversiteye kayıt yaptırmışım:) Ve şimdi kapısının içinden girmeye kalksam misafir muamelesi göreceğim:)
Artık ders yok. Artık kantinlerde aylaklık etmek yok, hadi bu derse girmeyelim gidip bilardo oynayalım demek yok.
Koridorda sevdiğim çocuğu görünce heyecandan ölmek yok.
Sevdiğim çocuk sınavdan çıkana kadar kapıda beklemek yok.
gömülü sistem labında saatlerde saçma sapan bir programı çalıştırmaya çalışıp, saf saf osiloskopta bir sinüs dalgası görünce deli gibi sevinmek yok.
Hat 4 yok.

Sevdiğim adamı  ve alıştığım sokakları orada bırakıp buraya geldim,
Evimi bırakıp buraya geldim...
Özledim işte ondan bu lakırdılar...

65

Seviyorum ben bu adamı, Ya doğ masaydıda bende bu şarkılardan mahrum kalsaydım:)

2 Eylül 2011 Cuma

Onu yanıma aldıktan sonra,
ben olmak istiyorum o adamın yerinde...

Özlüyorum çocuk.
Bayramlar kavuşmadır ya aslında.
Benim için özlem oldu bayram bu sefer.
Bazen değil, her an özlüyorum seni.
Hani bazen düşünürsün ya, her an düşünüyorum seni,
Hani bazen güzeldir ya, her an güzel.
Hani bazen acıtır ya, her an acıtıyor artık.

İroni

"Hitler kadının erkek boyunduruğuna gireceğini, kadının iktisadi bağımsızlığının yürürlükten kaldırılacağını, kadınının belirleyici toplumsal yaşamdan çıkarılacağını, yeniden evine yuvasına kapatılacağını söylemişti. Bu sözleri ilk alkışlayanlar, bireysel özgürlükleri bilmem kaç yüzyıldır yokedilmiş bulunan, bağımsız yaşamaktan erkeklere oranla çok daha fazla korkan kadınlar oldu."

Benim sana gönlüm var gibi gibi...

...
Seviyorum seni denizi uçakla ilk defa geçer gibi.
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldanan bir şeyler gibi,
seviyorum seni" Yaşıyoruz çok şükür!" der gibi.

1 Eylül 2011 Perşembe

cennet

Benim hayallerim var.
Böyle gün boyu hem kendi hayatımı hemde kafamda hayallerimi yaşarım ben.

31 Ağustos 2011 Çarşamba

sirinlemek

Bu gün tekrardan anladığım bir şey varsa oda benim hiç bir zaman büyümeyecek olmamdır.
Bayramda çocuklarını sinemaya götürmüş o sinema salonunda zorundalıktan oturan ebeveynlerin aksine o salonda ki yaş ortalamasını artıran yegane iki insandan biri olmanın haklı gururu içerisinde olsam mı bilemiyorum. 
Ama çok müthiş bir şirinleme yaptım bence:) Bende uslu bir çocuk oldum ve şirinleri gördüm bu gün:) 
Ne kadar da  tatlılar:) Filmi izlerken bir kere daha animasyon sektörü karşısında başımı öne eğip bir selam vermekten kendimi alamadım:) Ki bizim kuşak bilir şirinlerin eski versiyonunu , ah nereden nereye dedim:) Neyse işin özü ben beğendim ama çok şirindiler ne yapayım:D
fragmanın videosunu şirinleyin. 
Filmde şirinlerin bir çok kelime yerine şirinlemek şirinsemek, gibi sadece şirin kelimesini kullandığını ve bunu yaparken birbirlerini anlamakta hiç zorluk çekmediklerini gördüğümde aklımda şu geçti, gerçekten bazen kelimelerin hiç bir anlamı yok, kelimelere, sözcüklere gereğinden fazla anlam yükleyip onlara fazla değer vermek belkide insanların birbirini daha fazla yanlış anlamasına yol açıyor. Sadelikte huzur var belkide:D yani bazen sevdiğinizin gözlerine bakıp seni seviyorum demek yerine şaşkınlıktan seni şirinliyorum deseniz sizce sizin ona sevdiğinizi söylemeye çalıştığınızı anlamaz mı:)

30 Ağustos 2011 Salı

Bayram

 Bu gün bayram erken kalkın zozuklar:)
 Bayramlar benim için eski tadını kaybetti kaybedeli bende bayramlarda erken kalkmayı bırakmıştım.
Ta ki bu bayrama kadar:) Bu bayram inanılmaz bir performans gösterip erken kalktım ve pilim bitmiş durumda:)
Yazık ben böyle annemler sayesinde erken kaldırıldığımdan aşkım bebeğim benim msn lerde beklerkene ben uyuyup sızıp kalıyorum,o derece ki olduğum yerde sızma potansiyeline sahibim artık.
Tabi ki bu konuşmanın bayramla bir alakası yok:)
O zaman İyi bayramlar!

26 Ağustos 2011 Cuma

internet çıktı yiğitlik bozuldu der bir kabile reizi yaşar reiz.
Zira kopi peyst çi olduğum ne kadar da belli yazıların arka fonları aldığım yerlerden dolayı farklı :p

Boyun...

böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
en uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
kesmemeye
laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
bütün kara parçalarında
afrika dahil

aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
yatakta yatmayı bildiğin kadar
sayın tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
bütün kara parçaları için
afrika dahil

senin bir havan var beni asıl saran o
onunla daha bir değere biniyor soluk almak
sabahları acıktığı için haklı
gününü kazanıp kurtardı diye güzel
birçok çiçek adları gibi güzel
en tanınmış kırmızılarla açan
bütün kara parçalarında
afrika dahil

birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
boynun diyorum boynunu benim kadar kimse
değerlendiremez
bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
iki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna
diziyorlar
bütün kara parçalarında
afrika dahil

burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
aklıma kadeh tutuşların geliyor
çiçek pasajında akşamüstleri
asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
bütün kara parçalarında
afrika hariç değil


Cemal Süreya(Üvercinka)

All you need

Edith Piaf‎- Bir kadına öğüt verecek olsaydınız, bu ne olurdu?
+ Sev.
- Bir genç kıza?
+ Sev.
- Peki bir çocuğa?
+ Sev.


Bu kadın benimle aynı gün doğmakla kalmamış sadece:)
All you need is love gençler!

Her güne bir bilgi

Kötü bir internet bağlantısı sinir krizi ne sebep veriyormuş.
Ben bu gün hayatta bunu öğrendim işte.

25 Ağustos 2011 Perşembe

Fotoğragflarımızı merakla bekliyorum, emektar multi dijital analog makinamın çektiği fotoğraflarımı bir an önce  görmek istiyorum özellikle ikimizn fotoğrafını ve seninkileri:)

Strawberry fields:)

rüya gibi geliyor, rüya gördüm belkide iki gün boyunca:)
Ama hayır o öpücük rüya olamazdı:)
Ben ne çok şey yaptım onunla ilk kez.
İlk kez onunla faytona bindim.
İlk kez onunla deniz kenarında güneşlenirken bira içtim,
İlk kez onunla Gençlik parkına gittim,
İlk kez onunla kuğulu parka gittim.
İlk kez onunla Zundaya gittim,
İlk kez onunla yüzük taktım:)
İlk kez ona atkı ördüm hemde ben bir atkı tamamladım(Bu tarihte ilktir, genelde yarım bırakır anneme devrederim ama sırf ona vereceğim için hepsini kendim ördüm)
İlk kez onunla iki kişilik bir hayal kurdum.
İlk kez evlenmek çoluk çocuk sahibi olmak gibi uzun vadeli planlar beni korkutup kaçırmadı.
İlk kez neredeyse pembe panjurlu evimizin bile hayalini kuracak duruma geldim.
İlk kez birini hayvanat bahçesinde öpüp durdum ve bu durumda neredeyse kalp krizi geçirecek kadar heyecanlandım:)
İlk kez bu kadar  ilk yazacak kadar kendimi kaptırdım...

22 Ağustos 2011 Pazartesi

geleceğe dönüş

ne derler bilirsin akılsız başın cezasını ayaklar çeker.
gidip bir ay sonra bu güne randevu almakta neyin nesi.
hayatı geriden takip ettiğim çok olmuştu ama bir ay önden ilk kez takip ediyorum

19 Ağustos 2011 Cuma

seviyorsam aramamam gerekiyor, çok seviyorum.
peki ben nasıl onun iyi olduğundan emin olacağım şimdi.
İyi olmak zorundasın.
Seni çok seviyorum.
çok seviyorum.

bir başka.

bir başka sevgiliyi sevemem sevemem sevemem.

ben de dahil kimse seni üzmesin bende seni seveyim hep...
şu an başka hiç bir şey istemiyorum.

18 Ağustos 2011 Perşembe

gilikoz

tatlıları löpür löpür götürdükten sonra, deli gibi ağırlık çökmesi ve bayılır gibi uyuyup kalma sorunsalı, ee artık genç değilsin hanım hanım kendine gel yüklersen o kadar şekeri uyur kalırsın öyle..

balkon sefası

ne zamandır boşu boşuna odamda tıkılıp kalmışım. En sonunda serin serin kocaman balkonumuzun tadına vardım. aldım bilgisayarımı çıktım balkona, oh burada proje yapması da ayrı güzel.
ne demişler balkonsuz ev duvaksız geline benzer... yada böyle değildi ben şimdi uydurup bu hale soktum bilmiyorum:D

17 Ağustos 2011 Çarşamba

bu köşe yaz köşesi şu köşe kış köşesi

Böyle aklıma güzel fikirler gelince ve hevesle onu yapmaya çalışınca mutlu oluyorum.
Yüzümde yaramaz çocukların bilindik ifadesi oluyor" yaramazlık yapmadım ki ben":D
arka fonda ki müziğim de bu.

16 Ağustos 2011 Salı

Toprağın titreyen yüzü...


Sesimi duyan var mı!
Orada biri var mı!
Sesimi duyan var mı!

Soru değil bunların hiç biri bir dilek sadece.

uzak

Dinlemeyi bilmeyen, sevmeyi bilmeyen bu insanlardan olabildiğince uzakta olacağım.
çok teşekkür ediyorum ki onlara sevdiklerime nasıl davranmayacağımı bana öğretiyorlar.
Ben sevdiklerime onların davrandığı gibi davranmayacağım.
Ben sevdiklerimi dinleyeceğim.
Ve beni zilyonuncu keredir üzen insan, senden de olabildiğince uzakta olacağım.

karşı kıyı

Sevgilim(aşkım), arkadaşlarım orada iken ben buradayım, hayatıma karşı kıyıdan bakıyorum.
tatlı yiyecektim ama sanırım artık canım istemiyor...

13 Ağustos 2011 Cumartesi

düşten de mor

işte bu, geçen gün kü halim ama yatakta uzanmışım 
tülde kafamın üzerinde daire oluşturmuş
 hafif hafif esen rüzgardan dolayı böyle dalgalanıyor
yüzüme değiyor
 ama ukuda olmam bile klibi anımsatmasına engel değil 
ki direk şakı çalmaya başlıyor kafamda ve başlasın mor düşler:)

Sevinçli bir şeyler çalın

Ben böyle nelerden sevindik delisi oluyorum ben ya.
İnsan sevinmek istemeye görsün, seratonin fizandan gelirmiş.
Bir bakış attın, kalbimi yaktın, aşkın kemendini boynuma taktın...
yüzüğüde parmağıma taktın ...
:)

11 Ağustos 2011 Perşembe

her horoz kendi çöğlüğünde öter diye boşuna dememişler:)
Burası da benim çöğlüğüm ve burada ötmek gibisi yok.

if i can dream

Ben evkafdayken

Bir kaç senede tarihi eser olan kitaplarımı seviyorum:)

çılgın temizlik


Bu sarkı eşliğinde ortalığı toplayıp temizlemek pisikozu.
Düşten de mor bir aşkı yaşadın da gittin yar,
tam uyurken yüzümün üstünde salınan tül perde sayesinde uyku ile uyanıklık hali arasında bu şarkıyı söyleyip durdum.
Bilinçli rüya durumu.

Bir vapur dumanıyla sanki gelecek gibi, bir gün gelecek elbet ütopyalar güzeldir.

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Resmen beyin gücümle konuşmayı sabote ettim diyeceğimde, bizim internet benim beyini de eritir.

Hare

hepimiz aynı şeyi istiyoruz belki de içten içe, sadece ben olayım, sadece beni görsün, en basitinden yalnız benim için baksın yeşil yeşil diyoruz. ya bildik insan davranışlarımı sergileyemiyorum malesef belli başlı olaylara verdiğim tepkilerim şu anda yetersiz ve yersiz çünkü çok aşığım, çok aşığım mantığım aldı başını gitti.
Ya beni de dün ortak bir arkadaşımızı yargıladığı gibi yargılıyorsa diye düşündüm, belki de öyle yargıladığı için bu kadar hırçınlaşıyor. Umarım öyle değildir umarım...
Özlemişim ben burayı...

28 Şubat 2011 Pazartesi

hoşluk güzellik

hava soğuk evet. kazak, atkı , şapka mont bunlarda önemli şeyler. hasta da olabilir tabi insan bu soğukta.
böyle sümüklü nane molla da olabilir.ama hayat bir hoşluk bir güzellik yapıyor genede insana:) bu arada bu bir metrelik saçın masamda bulunması pek hoşluk sayılmaz kafa karıştırıcı. ama totalde hoşluk katsayısı daha fazla sanırım:)

26 Şubat 2011 Cumartesi

dilek

dilerdim...
orada olmayı dilerdim...
dilerdim ki ...
stars, shining, universe, across, please, believe

siperlere

yemek yaparken neden mutfak bende savaş alanı etkisi yaratıyor da ben de her seferinde olaydan gazi olarak çıkıyorum. her yemeğin bir izi var bu gün kü menümüzü bileğimde ki yeni ay yanık izinden hatırlayacağız. yok ama hata bende kafa dağıtacağım diye, kendimi düşüncelerimle baş başa bırakmayacağım diye canım çıkana kadar ortalıkda dolandım durdum bütün gün , bütün dünya bilir ki kazaların çoğu ihmalkarlık ve dikkatsizlikten öte gelir.
....
....
....

22 Şubat 2011 Salı

üç buçuk üç buçuk

küçükken yeni bir ayakkabı , yeni bir elbise yeni bir oyuncak aldığım zaman çok heyecanlanırdım bütün gece onları yanımdan ayırmazdım . işte öyle heyecanlıyım şimdi. giriştim bakalım bir işe alnım ak çıkabilecek miyim. korkuyorum da bir yerden ya yapamazsam diye ya beceremezsem diye, aslında beceremeyeceğimden korkmuyorum pes etmekten, sıkılmaktan korkuyorum. keşke son sürat motive olsam. hastayım ben öyle insanlara işlerine tam odaklı gözü başka bir şey görmeyen insanlara. bende öyle olsam . yapsam yaptıkça zevk alsam. varsın sonunda yürümesin arabam ama yeterki alın terim damlasın üstüne.

21 Şubat 2011 Pazartesi

yorumla...

bir adam müzik çalıyor ve kapının dışında delikten kızı görüyor. kızı hipnoz etmiş ve kız o müzikle dans etmek için kapıyı açıp aydınlığa doğru gidiyor, uzaklaşıyor. arkasından bakan annesi gitme diyor ama kız giderek gözden kayboluyor.

iyiye yoralım iyi olsun diyelim:)

15 Şubat 2011 Salı

remember

Araba markaları en güzel reklamları yapıyor diye bir genelleme yapmak istiyorum. o reklamlarda hakikaten bir yaratıcılık, farklı bir bakış açıcı , aynı zamanda da bir incelik bir sanat görürürüm ve bir araba reklamı beni her seferinde şaşırtabilir:D
geçen gün izlediğim bir araba reklamında çalan şarkı sayesinde anılarım depreşti ve mesajınız var filminin müziklerini karıştırmaya başladım :)işte harry nilsson

çıkarım senle her yola tiyota

Bu çocuk işi biliyor hayatın çıplak gözle ne kadar anlaşılmaz olduğunu
anlamış mercekten bakıyor hayata:)

yirim o burnunu:)

yerim o burnunu yerim yedim bile:)

Günümüz sorunsalı

-ne yapmış?
-pocklamış
-ne yapmış?
-pocklamış, pocklamış.
-iyi pok yemiş:)

12 Şubat 2011 Cumartesi

iç kuyusu...

- sen hiç mutlu olmadın ki zaten.
tek kırıcı konuşan ben değilmişim . armut dibine düşüyor muş.
korkuyorum...
korkuyorum...

8 Şubat 2011 Salı

yanlış zamanlar

 böyle başlamamıştı elbet ama en yoğun hisler gibi gün gün işlenerek insana artık ben burdayım beni farket diyen bir hale geldi. onun omzuna başımı yasladığında , elini tuttum ve ellerimiz ayrıldığında hissettiğim duyguyu anlamlandıramadım, sarhoş kafam birden kalakaldı.Önemsemedim , ilk başlarda bunun arkadaşca olduğuna emindim ama herşey bana inat gözüme gözüme girdi. o belirince karşımda kalbimin hızlanmasından bir süre konuşamadım sadece önüme baktım ne diyeceğimi bilemedim. bir gün baktım gözlerim onu arıyor, onu görmek için oyalanıyorum . onu bekliyorum bilgisayar başında, ona anlatmak istiyorum en sevinçli haberlerimi, onun derdini dinlemek istiyorum, ona sabaha kadar çocukluğumdan bahsetmek istiyorum.
ama mümkün olamazdı böyle bir şey. zira bütün bunları düşünmeden önce hayatımı mahvetmeye başlayan kararlarımı düzeltmeli ve vazgeçtiğim aşktan affımı dilemeliydim. hayatımda ki insana aşık değildim bunu ilk günden beri biliyordum. sevgi yetmiyordu. mutlu değildim , bütün bunların farkına varmaya başladığım bir anda benim yüzüme yüzüme vurdu bütün bunları. ve en sonunda  ben  kararımı vermiştim. kendime daha fazla işkence çektirmeyecektim. bitirecektim  bu aşk yoksunu ilişkimi, bu mutsuzluğa son verecektim ama tek istediğim onu benim sorumluluğum olan bütün bu kararların dışında tutmaktı. çünkü o sebep değildi aslında bunlara bu zaten benim görmem gereken bir sorundu. onun bir suçu yoktu ve bu yüzden de bu ağırlığın altına girmemeli dışta kalmalıydı. ve bende bundan emin olmalıydım.
peki ben ne yaptım salak gibi bütün bu düşüncelerimin tam tersini gerçekleştirdim , korkaklık ettim ,  onu suçlamaya kalktım, oysa ki ne cüretle bunu yapabildim, sırf kendime kızdığım için oldu o anda ona hissettiklerimi söylememe engel olan kurallar bana o cümleleri sarfettirdi.sonuç itibari ile güneşli bir tabloya bir kutu siyah boya döktüm .
bütün bunları şimdi söylemenin de bir anlamı yok ne dersem diyim bir kere kırdım ayrıca iletişimde senkronizasyonun önemide buradan gelir aynı anda iletişmezsen iletişemezsin, durağa otobüs saatinden sonra gelirsen otobüsü kaçırırsın, aynen böyle. iştebenim yanlış zamanlamalarım.
ama ne var biliyor musun eğer yarın öleceksem mesela ona sana aşığım demeden ölmek istemem.
çünkü bütün gün onu düşündüm. aramamak için kendimi zor tuttum. hatta güzel mi güzel bir film boyunca o vardı aklımda, helede marti yazısı.
neyse bundan sonra benim yüzümü belki görecek belki görmeyecek. olabildiğince yoluna çıkmayacağım. ve bir gün karşılaştığımızda bana yabancı gözlerle bakacak. belki beni tanımayacak. bu hikayede böylece benim belleğimde unutulmmak üzere yazılmış olacak:)

Bir zamanlar
















bir zamanlar kafamda kileri çizerdim...

Bir koli anı















geçmişi deşenin dirliği olmaz demiş dedem doğru söylemiş.
ama ya hatırlamamız gereken şeyleri unuttuysak bazen hatırlamak gerekir.
bende hatırlamak için pandoranın kutusunu açtım ve anıların arasında biraz gezindim
iyi de oldu güzelde oldu ben hep böyle odun değilmişim onu anladım.
bir zamanlar kendime bu kadar haksızlık etmiyor muşum.
ve bir zamanlar duygularıma daha fazla sayılıymışım.
sonucu ne olursa olsun bu kadar inkarcı değilmişim.
başkalarını üzmeyecem diye kendime zarar vermiyor muşum.
...........