8 Şubat 2011 Salı

yanlış zamanlar

 böyle başlamamıştı elbet ama en yoğun hisler gibi gün gün işlenerek insana artık ben burdayım beni farket diyen bir hale geldi. onun omzuna başımı yasladığında , elini tuttum ve ellerimiz ayrıldığında hissettiğim duyguyu anlamlandıramadım, sarhoş kafam birden kalakaldı.Önemsemedim , ilk başlarda bunun arkadaşca olduğuna emindim ama herşey bana inat gözüme gözüme girdi. o belirince karşımda kalbimin hızlanmasından bir süre konuşamadım sadece önüme baktım ne diyeceğimi bilemedim. bir gün baktım gözlerim onu arıyor, onu görmek için oyalanıyorum . onu bekliyorum bilgisayar başında, ona anlatmak istiyorum en sevinçli haberlerimi, onun derdini dinlemek istiyorum, ona sabaha kadar çocukluğumdan bahsetmek istiyorum.
ama mümkün olamazdı böyle bir şey. zira bütün bunları düşünmeden önce hayatımı mahvetmeye başlayan kararlarımı düzeltmeli ve vazgeçtiğim aşktan affımı dilemeliydim. hayatımda ki insana aşık değildim bunu ilk günden beri biliyordum. sevgi yetmiyordu. mutlu değildim , bütün bunların farkına varmaya başladığım bir anda benim yüzüme yüzüme vurdu bütün bunları. ve en sonunda  ben  kararımı vermiştim. kendime daha fazla işkence çektirmeyecektim. bitirecektim  bu aşk yoksunu ilişkimi, bu mutsuzluğa son verecektim ama tek istediğim onu benim sorumluluğum olan bütün bu kararların dışında tutmaktı. çünkü o sebep değildi aslında bunlara bu zaten benim görmem gereken bir sorundu. onun bir suçu yoktu ve bu yüzden de bu ağırlığın altına girmemeli dışta kalmalıydı. ve bende bundan emin olmalıydım.
peki ben ne yaptım salak gibi bütün bu düşüncelerimin tam tersini gerçekleştirdim , korkaklık ettim ,  onu suçlamaya kalktım, oysa ki ne cüretle bunu yapabildim, sırf kendime kızdığım için oldu o anda ona hissettiklerimi söylememe engel olan kurallar bana o cümleleri sarfettirdi.sonuç itibari ile güneşli bir tabloya bir kutu siyah boya döktüm .
bütün bunları şimdi söylemenin de bir anlamı yok ne dersem diyim bir kere kırdım ayrıca iletişimde senkronizasyonun önemide buradan gelir aynı anda iletişmezsen iletişemezsin, durağa otobüs saatinden sonra gelirsen otobüsü kaçırırsın, aynen böyle. iştebenim yanlış zamanlamalarım.
ama ne var biliyor musun eğer yarın öleceksem mesela ona sana aşığım demeden ölmek istemem.
çünkü bütün gün onu düşündüm. aramamak için kendimi zor tuttum. hatta güzel mi güzel bir film boyunca o vardı aklımda, helede marti yazısı.
neyse bundan sonra benim yüzümü belki görecek belki görmeyecek. olabildiğince yoluna çıkmayacağım. ve bir gün karşılaştığımızda bana yabancı gözlerle bakacak. belki beni tanımayacak. bu hikayede böylece benim belleğimde unutulmmak üzere yazılmış olacak:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder