16 Eylül 2012 Pazar

Simit&Peynir

Yok kına yok düğün derkene hoppidi hoppidi,
şıkıdım şıkıdım ve şıkır şıkır iki gün geçirdim.
Ellem iyi hoş kına gecelerinde insan biraz eğleniyorda,
bu düğün dernek işlerinin giderek artan klişeliği beni benden alıyor,
Ve giderek insanlığımdan soğutuyor. Ferhat göçer eşliğinde beş gelin&damat çifti ile
dans etmeler, romantizimden eser yok, Bu çocukların derdi kendilerini eğlendirmek mi,
Milleti memnun etmek mi belli değil dedirten durumlar.
Böyle böyle şeylerle gecemin en güzel tarafı bedavaya yemek yemek ve rakı içmek oldu sanırım.
Kuaförle olan muhabbetime gelecek olursak, ben adama dedim anya o anladı konya,
Gene beni bir kuşa benzetti bu durumu gören ben eve gidip bir an önce saçımı yıkamanın hayalini kurarken,
Adam mutsuzluğumun farkına vardı ve saçı bozup tekrar yaptı,
Saçımda bir kilo toka ve spreyle oradan çıktım, Çıkarken 2 kilo fazla olduğuma bahse girerim.
Malasef saçımı yıkamaya vakit olmadığı için o şekilde gitmek zorunda kaldım, İşin kötüsü saç kötü değildi ama insanın kendini sibel can gibi hissetmesi hoş
 olmuyor :)
Allahtan leopar desenli sahne kıyafetim falan yok :)
O konuda 50 lerden kalmış aklım sayesinde biraz durumu kurtarıyorum :)

Bu hengamenın üzerinde pazar gunu kahvaltımızı simit ve peynir eşliğinde moda sahilinde denize
nazır bir bankta güle konuşa yapmanın tadı da başkaydı :) Özellikle simit peynir eşliğinde o banka oturmayı kafaya koymuş ben simitçiyi görünce bir süre sevinçten kendime gelemedim:)
Yeşilçam filmlerinin ayakları yerden kesilmiş şehla bakışlı hanfendilerine döndüm adeta :)
"Gidelim kuzum, Saadet dolu kahvaltımıza gidelim..." Bunun ardından bu simit &peynir kuru kuru yenmez diyerek, dişi kuşluğumdan ödün vermeden seke seke bize meyvesuyu temin etmeye gittim:) Erkekimi de yuvamıza sahip çıksın diye banka bırakarak oradan uzeklaşyım az biraz sonrada meyvesularımız, simitlerimiz ve peynirlerimizle denize nazır tıkınmaya başladık :)

Ellem mutlu olmak ne kolay bazen... Hayat böyle işte martılar falan :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder