bu rol daha uzun süre devam edecek.
ama benim tarafımdan bir gün biteceği bilinecek.
biteceği gün beklenecek sabırla.
nerden mi biliyorum biteceğini çünkü rolümü yaparken,
gözümün önünde beliren o diğer pencereden dolayı.
gerçeklerin gözümde daha da belirginleşmesi.
hayal ettiklerimin rolümle uyuşmamasının veridiği o sabırsızlık.
ve hayal, gözümün önünde beliren o hayal.
bir an önce oyunu bozup mızıkçılık yapasım var.
ama yapmayacağım zamanla yarışmayacağım.
zamanla takışmayacağım.
doğru söylemiş john lennon çünkü
yapılmamış bir şeyi yapamazsın
söylenmemiş bir şarkıyı söyleyemezsin
ama öğrenebilirsin oyunu kuralına göre oynamayı.
ya olmuyor işte.
o kadar bariz ki.
müneccim olmaya gerek yok.
nasıl bu kadar duyarsız olabiliyor.
nasıl her şey normal miş gibi davranabiliyor.
ya sen nasıl bir insansın ki nasıl bir önemseme yetisine sahipsin ki ,
her şey normal miş gibi davranıyorsun.
hep arkamızı yaslayıp yumuşak minderlere, kaykılınp göbeğimizi kaşıyıp
ne kadar mutlu ve sorunsuz olduğumuzu tekrar edelim değil mi.
bundan beş altı yıl sonrasını görmek se hiç zor değil.
kabusum işte.
offf.
insanların mutlu ve sorunsuz olması bende kaşıntı yapıyor felan değil.
sadece bu derece umursamazlığa tahammül edemiyorum.
beni çileden çıkarıyor .
birisini benimseme nutku atan insanların benimsemeden bir bok anlamaması ,
beni deli ediyor.
her şey eğreti , her şey bir savsak.
suyu akışına bırak felsefesinin bokunu çıkarıp,
bir dolu suyu zebil etmesi beni sinir ediyor.
son olarak.
hareket edin azıcık hareket.
koşun ne bileyim, top oynayıni hoplayın zıplayın dans edin,
sek sek oynayın,
yürüyün ne bileyim mutfağa giderken bir sekerek gidin :)
şöyle bir doğrulun yada:)
kafanızı kaldırın :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder