24 Ocak 2016 Pazar

Unexpected One







Ben ve benim gibi bir çok İstanbul sakini beyaz yakalı, bulabildiği her zaman aralığını görmediği yerleri görmek, yeni yerler keşfetmek için harcıyor. Fakat sorun şu ki rutin ve yoğun hayatlarımıza bir renk getirmeye çalışırken, tatillerimiz de o kadar klişe hale gelir oldu ki insan farklı bir şey yaptığına inanmakta zorluk çekiyor çoğu zaman. Çünkü bir beyaz yakalı yazları, Kaş'a, Ölü Deniz'e yada Alaçatı'ya gider. Kışları fırsat bulduğu tatilleri birleştirerek yurt dışı kaçamakları yapar. Güzel bir kaç fotoğraf çekilip instagram'da paylaşır. Paylaşılan fotoğrafları gören arkadaşları bu durumdan geri kalmayarak, arkadaşının paylaştığı yerlere gider ve nedense gidilen özel, ilginç yerler birden İstanbul'un bir köşesi haline gelir.
İşte bu yüzden genelde gideceğim yerlere sezon olarak tabir edilen vıcık vıcık kalabalık zamanlarında gitmektense daha sakin zamanlarında gitmeyi tercih ederim. Ve genelde işe yarar. Çünkü kalabalığın içinde yok olan bütün ayrıntıları görme şansın olur.
Bir hafta önce Kapadokya'yı ziyaret ettik. Çocukken Kapadokya'ya yapılan hiç bir okul gezisine gidememiş olduğumdan, ilk kez göreceğim bütün o yerler için biraz heyecanlıydım :) Ve heyecanım hiçte boşa çıkmadı çok keyifli çok güzel bir seyahatti.
İşte bu seyahat esnasında denk geldiğimiz güzel restoran " Ziggy's shoppe & cafe ". Çok güzel dekore edilmiş olmasının yanında, bulunduğu taş binanın verdiği çok otantik bir havası vardı. İçeride ki dekor malzemeleri bölgenin kültüründen izler taşıyordu. Ve bütün bu Anadolu motifleri ve izlerinin yanında, çalan caz müzik o kadar güzeldi ki hiç de yabancı değillerdi birbirine. Tam bütün gibiydi.
Ayrıca yemeklerimizi de çok beğendik ama ben en çok yemek öncesi getirdikleri atıştırmalık mezeye bayıldım. Ne olduğunu tam anlayamadım, çıkarken de sormayı unuttum, belki de çok basit bir şeydi ama tadı damağımda kaldı. Bu arada cafe Ürgüp,de. Yolunuz düşerse bence bir uğrayın derim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder