Acik konusayim ben akdeniz insaniyim, yagmurlu ve kasvetli ulkelerle pek isim olmaz. Bana Arjantin de bana Cuba de bana Brezilya de guney Fransa de, California de buralara gitmek icin hep icim gitmistir. Hic bir zaman icimde bir Ingiltereye gitme meraki olmamistir. Benim gibi bir ingiliz filmleri hastasi, oturup BBC filmlerini neredeyse hatmetmis, Jane Austin kitaplari okuyan ve nereyse sevdigi guruplarin %80 i ingiliz asilli olan bir insanin bunu demesi garip olabilir ama gercek bu hic bir zaman Ingiltere'ye gideyim surayi da goreyim burayi da gezeyim demedim. Taki dunyanin en buyuk bit pazarinin Portobello Road'da kuruldugunu ogrenene kadar.
Onceleri Istanbul'da fahis fiyatlara vintage kiyafet satan kisilerin koleksiyonlarini Londra'da gittikleri kilise ve bit pazarlarindan temin ettiklerini biliyordum ama dunyanin en buyuk bit pazarinin orada oldugunu hic bilmiyordum.
Bunu ogrendikten sonra kendimi alamayip Notting Hill ve Portobello Road ile ilgili ne varsa arastirmaya koyuldum. Nasil gidilir, nerede kalinir, hangi mevsimde gitmeli, nereler gezilmeli, nelere dikkat edilmeli. Tabi bir dolu bilginin icinde kendimi kaybettim.
Ben buraya gitmeden olmemeliyim arkadas. Alice'in Harikalar diyarini bulmuslar da haberimiz yokmus resmen.
Bit pazarinda ki goruntuler beni daha da kendimden gecirdi. Bir dolu eski fotograf makinasinin oldugu bir tezgahi gordugumde Allahim burasi cennet olmali dedim.
Ne zaman giderim bilmiyorum ama umarim muhakkak giderim buraya ve kendi kameramdan goruntulerini de paylasirim bu sokaklarin.
Ellem lutfen lutfen gitmeden olmiyim lutfen :)
Fon muziksiz olmaz : Elvis Costello - She
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder