Yerli Cindy Crawford olur da yerli Jimi Hendrix olmaz mı.
Biz bulduk, 1 dk içinde 10 tane şeye niyetlendik popomuzu sıcacık yerinden kaldıramayacaktık neredeyse,
Bir tavsiye üzerine Neyse grubunun konserine gidelim dedik, dinledik he iyiymiş dedik,
ondan sonra baktık Malt'ın da konseri var eee Malt'a gideriz o zaman ne buna gidecez dedik. bu esnada saat olmus sekiz bucuk dedik biz hayatta yetişemeyiz en iyisi burada takılalım, sinemaya gidelim. En nihayetinde yakında ki bir alışveriş merkezine diye çıkıp kendimizi Taksimde bulduk.İşin komiği 20 dk da oradaydık, Asmalı mescitte yürürken gördük Kum Saatini, jazz blues yazısını görüncede dedim gel girelim bak güzel çıkacak burası.Ki yanıltmadı da bizim yerli jimi zaten tipi itibari ile doğuştan blues yapmak için doğmuş saçlar kıvırcık, ten hafif bronz gözler hafif büyük. Grup olarak da çok keyiflilerdi. Grupçak tasarruf mu ediyorlardı nedir bir rakıyı içtiler ortak. Blues-Rakı da iyimiş onu da gördük :) Dinleyiciler biracıydı ama ortam mis gibi anason kokuyordu. Saksafon olayı beni benden aldı, hepsi sussa sadece o çalsa gene kabulümdü.
Ortamı dolduran 40 yaş üstü gelir seviyesi çok yüksek olduğu belli godoman amcaların neden o salaş barda takıldığı ise benim aklımda soru işareti. Hele bir tanesi Açık renk yakaları kalkık paltosu boynunda atkısı, dik duruşu ve kel başı ile patron koltuğundan yeni kalkıp gelmiş gibi idi hatta koltuğunun hala sıcak olduğuna bahse giderebilirdiniz. Bir diğeri ise gruba oğlu ile katılmış olan Anthony Hopkins'in Zorro filminde ki halinin deri ceketli patron versiyonu idi.
Gelelim gecenin sonunda, tabikide bira sonrası midyemizi yemeden ayrılmadık taksimden. Ama şu ana kadar taksimde yediğim en iyi ve en temiz midyeyi yedim, ayrica adamın muhabbeti harbiden çok iyi idi şöyle ki bize asterix ve oburix sezar'a karşıdan alıntılar yaptı.
Beşiktaş maçının başlamasından sonra yola çıkıp bitiminden sonra geri donerek ayrica başarılı bir iş yaptık sanıyorum :)