çok sıkıldım ben...
Çok özledim ben...
çok özledim...
19 Ocak 2012 Perşembe
18 Ocak 2012 Çarşamba
İşte sende doğmuşun böyle benim için büyümüşsün resmen.
Buradan Ülkü teyzemin ellerinden öpüyorum ona kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum.
Şimdi her kez doğum günü çocuğunu kutluyor da. Şimdi burada ben
set arkasında çalışanları da hatırlatmak istiyorum.
9 ay bu çocuğu sağlıklı bir şekilde karnında taşıdığın ve onu dünyaya getirdiğin için.
Böyle efendi böyle datlu böyle aşık olunası bir insan haline getirdiğin ve büyüttüğün için
Sana çok çok çok teşekkür ediyorum.
Ona gözlerini veren babasına çok teşekkür ediyorum:)
Onu bana verdiği için talihe şansa rastlantılara teşekkür ediyorum.
Aşkım üzgünüm senden başka her keze teşekkür ettim ama iyi ki doğdun aşkım.
Seni çok seviyorum:)
11 Ocak 2012 Çarşamba
10 Ocak 2012 Salı
uykusuz
uyku tutmuyor...
arkadaş yüzünden düşülen gerizekalı durumlardan nefret ediyorum...
Elimde olmadan gelişen olaylar silsilesinden nefret ediyorum.
Kendim üzüldüğüme üzülemiyorum.
Onun üzülmesine bunun benim yüzümden olmasına üzülüyorum.
Üzülsem ne çare...
Sonucu değiştirebiliyor muyum...
ctrl+z yapar gibi sanki hiç bir şey olmamış gibi geri alabiliyor muyum HAYIR.
Şu gerizekalı hayatta hiç bir şey bir bilgisayar programı gibi
en kötü ihtimalle format atarım düzelir der gibi düzelmiyor işte.
Hiç bir insana verdiğin üzüntü backspace ile geri silinmiyor.
Ve insanlar onlara neler hissettirdiğinizi hiç bir zaman unutmuyor.
Onları mutlu ettiğiniz gibi üzdüğünüz zamanları da an be an hatırlıyorlar.
Ve onlara verdiğiniz yeni bir mutluluk bazen onceki ni hatırlatmasa da, yada katlanarak gelmese de
Sebep oldugunuz her bir üzüntü bir öncekine eklenerek geliyor.
Her biri bir öncekinden daha da çok da ha da fazla üzüyor.
Her biri bir önce kinin hortlamasına sebep oluyor.
Hele ki uzun zamandır güzel bir şey yapmaktan çok uzaksanız.
Yanlışları ardı ardına yapıyorsanız karşınızda kinin neler hissettiğini düşünmek bile istemezsiniz.
Evet çok seviyorum.
Ama her insan bir yerden sonra sevgiden daha çok üzüntü görürse
kendini koruma altına almak, kırık bir kalkple dolaşmamak ister. Bunu bilinçli yapar
ya da bilinçsiz ama insanlarda bir kredinz vardır bu krediyi nasıl ve ne şekilde olursa olsun, elinizde olmasın isterseniz, siz hiç istememiş olun, İsterseniz çok farklı hayal etmiş olun, krediniz biter.
Ve o insan bu sevginin kendine zarar verdiğini düşünüp sevginiz le birlikte sizi koruma kalkanının dışına atıverir.
Abinizin ya da aileden bir ferdin sizi üzmesine benzemez bu. Siz ne olursa olsun kardeşimdir, anamdır babamdır denilecek kişi değilsinizdir çünkü. Koruma kalkanı sizin için sınırlı bir limiti kapsar. Sizin onu aileniz olarak görmenizinde bir faydası yoktur. Ve o kişi ananız yada babanız değildir ki sizi her hatanızla her zaman her halinizle kanbul etsin katlansın.Ana baba değildir ki her ne yaparsanız yapın orada olacağını bilin, He daim yanınızda olacağını bilin. Aşk sevgi çok sevdiğiniz bir porselen bebek gibi, çok narin bir şey gibi her daim kırılmasından , her daim kaybetmekten korktuğunuz bir şeydir. Ne kadar söz vermiş olursa olsun korktuğunuz bir şeydir işte.
Ve benim gibi bir insansanız bu kadar seviyorsanız, onun ne kadar üzüldüğünü düşünüp bin kat daha çok üzülüp bu yüzden bütün bunları anlar, Onu üzmeye hakkınız olmadığını bilir, bütün bunlara hak verirsiniz.
Anlarsınız.
Ve ne yazık ki anlamakta bir boka yaramaz.
Hak vermekte...
Ve söylediğim hiç bir şey de bir boka yaramaz.
Hissedebilsin isterdim.
Düşüncelerime, Kalbime girip de elini koyabilsin isterdim.
Bir şekilde aktarabilmek isterdim.
Sadece bir anlığına ben olabilsin isterdim.
Ona aşık olduğum ilk andan itibaren ne düşündüysem, beynim de ki o bütün yollardan dolaşabilsin isterdim.
Kendi hissettiğinden yola çıkarak benim kini tahmin etmesini değil,
Gerçekten en mutlu anımda bile ona aşık olmanın yada onu sevdiğimi hissettiğim anlarda ki,
o ince sızıyı benim hissettiğim gibi benim gözümden hissetsin, o hissettiği şeyi benim hissettiğimi bütün benliği ile hücreleri ile hissetsin isterdim.
Onun beni affettiği ya da anlayış gösterdiği bir çok şeyde benim kendimi hiç affetmediğimi bilebilse isterdim.
Okuması, ya da benden duyması bir işe yaramaz bunu değil
Sanki doğduğu andan itibaren var olan bir şey gibi emin olduğu bir şey gibi bilmesini isterdim.
Adından emin olduğu gibi bunu bilmesini isterdim.
En güzel sözler verilmiş ken bile bu kadar kaybetmekten korkarken, Size son şans verildiğini söylendiğin de ne kadar korkutuğumu hissetsin isterdim.
İlk hatanızda her şeyin biteceğini bilmenin ne kadar kötü olduğunu bilmezsiniz.
Hele ki insansanız ve insan olmanın 0 hata ile yakından uzaktan ilgisi olmadığı gerçeği ile yüzleşecek kadar insan olduğunuzun farkında iseniz.
Sorunların hataların çözülebileceğine inanırdım, konuşarak yada kavga ederek, tartışarak bir şekilde yalan ve aldatma (bence aynı yere çıkıyor ikiside) dışında her şeyin konuşarak anlaşarak hallolacağına inanırdım. Sevginin her şeyi çözebileceğine inanırdım.
Mesela bana kızsın bağırsın ama bileyim ki "sana yeterince anlayış gösterdim bu artık sondu" yu duymak yerine sorunlarla yüzleşip birlikte sarılalım isterdim gene yeni bir güne. Yeni bir güne gene onunla başlayayım isterdim.
Ama Ütopyalar güzeldir ve gerçek hayatla uyuştuğu görülmediği için onlara ütopya denmiştir.
Sevgi sevgili candır canandır
ama planlarınızın içine eden hayat, dümenini eline alamadığınız hayat mı her ne ise işte boktandır.
Bu vahşi doğada kendini bu kadar güçsüz hissetmek daha da boktandır.
Ve şu hayatta sahip olduğunuz tek şeyin sevginiz olduğuna inanıyorsanız aslında
sadece sevgiye inanıyorsanız ve bunu da kaybediyorsanız .
geriye hiç bir şeyiniz kalmıyor demektir...
Onu anlıyorum ve anlamak acı veriyor.
Vazgeçmek isterse haklı olduğunu bilmek acı veriyor.
Vazgeçmezse de ona yaşattığınız üzüntüleri tedirginlikleri hiç bir zaman unutmayacağını bilmek,
bu durumun size şevkatle açılan kollar gibi sonsuz bir güvenle değil, daha temkinli daha tereddütlü gelen bir adım, eksiden yenen bir can gibi alacağını bilmek acı veriyor.
Şu an sadece sevgim var gerisi neredeyse her şeyiyle kusurlu ve sakar bir insan.
...
9 Ocak 2012 Pazartesi
3 Ocak 2012 Salı
şu dünyada kendime sinir olduğum kadar
kimseye sinir olmuyorum.
Ama bana sinir olan tek kişi ben
olmadığıma göre demek ki
gerçekten hatalı olan benim.
Bunda her kez hemfikir sanırım.
O fotoğraf da ki etiketi ilk gördüğüm an kaldırmalıydım.
Ama oraya buraya bakarken kafa başka yerlere daldı gitti,
Ve ben gerizekalısı gene onun üzülmesine izin vermiş oldum.
Ne olurdu ona bunu dedirtmeden kaldırsaydım.
Ne olurdu bir kere de bizi bu döngünün içine girmekten kurtarsaydım.
Bir kere bunu başarabilseydim. Onun gönül rahatlıgı ile uyumasını sağlayabilseydim.
...
Hediyeee!
Nevet bir yilin daha sonuna bir yeni yilin basina geldik hatta
2012 ye de girdik.
Hediyelerimizi de verdik.
Hatta ve hatta 2012 den neler bekledigimizide yazdik.
Olsaya hepicigi:D
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)