24 Eylül 2011 Cumartesi
23 Eylül 2011 Cuma
21 Eylül 2011 Çarşamba
Mutluluğu 12 tensde çekimleyesim var.
Günlerimiz böyle mutluluk içinde geçiyordu.
Fon müziklerimiz le kendi filmimizin içinde idik.
Esas kız esas oğlan bir fotoğraf karesinde idi.
Kafalarına elma falan düşmedi çünkü
kız düşmeden elmayı yakalayıp yedi.
Ama bu pek sorun olmadı :)
tey yarim.
Fotoğralar kurtulmuş yıh yıh yıh.
Bu teyyare gibi uçuyorum bende:)
Kanatsız bir teyyare gibiyim adeta.
19 Eylül 2011 Pazartesi
Akıl yaşta değil baştadır...
Bütün iyi insanlar akıllı olsaydı,
Bütün akıllı insanlar iyi olsaydı,
Dünya olabileceğini sandığımızdan
Çok daha hoş yaşanır bir yer olurdu.
Ama her nedense ikisinin uyuştuğu
Ya seyrek görülür ya da hiç görülmez.
İyiler çok haşindir akıllılara karşı,
Akıllılar çok kabadır iyilere karşı.
Bütün akıllı insanlar iyi olsaydı,
Dünya olabileceğini sandığımızdan
Çok daha hoş yaşanır bir yer olurdu.
Ama her nedense ikisinin uyuştuğu
Ya seyrek görülür ya da hiç görülmez.
İyiler çok haşindir akıllılara karşı,
Akıllılar çok kabadır iyilere karşı.
18 Eylül 2011 Pazar
Her güne bir gereksiz bilgi...
Alışveriş, Salata, Dört işlem...
Mühendisliğimin burada pek faydası yok anlaşılan....
15 Eylül 2011 Perşembe
Götüme Bokuma
Hırstan bir bok anlamayan insanların çocukları bu hırslı bundan adam olur bu hırssız bundan adam olmaz diye ayırmasına uyuz oluyorum.
11 Eylül 2011 Pazar
6 Eylül 2011 Salı
5 Eylül 2011 Pazartesi
Ankara'nın taşını bak!
Bundan tam 4 yıl önce tam da bu gün üniversiteye kayıt yaptırmışım:) Ve şimdi kapısının içinden girmeye kalksam misafir muamelesi göreceğim:)
Artık ders yok. Artık kantinlerde aylaklık etmek yok, hadi bu derse girmeyelim gidip bilardo oynayalım demek yok.
Koridorda sevdiğim çocuğu görünce heyecandan ölmek yok.
Sevdiğim çocuk sınavdan çıkana kadar kapıda beklemek yok.
gömülü sistem labında saatlerde saçma sapan bir programı çalıştırmaya çalışıp, saf saf osiloskopta bir sinüs dalgası görünce deli gibi sevinmek yok.
Hat 4 yok.
Sevdiğim adamı ve alıştığım sokakları orada bırakıp buraya geldim,
Evimi bırakıp buraya geldim...
Özledim işte ondan bu lakırdılar...
Artık ders yok. Artık kantinlerde aylaklık etmek yok, hadi bu derse girmeyelim gidip bilardo oynayalım demek yok.
Koridorda sevdiğim çocuğu görünce heyecandan ölmek yok.
Sevdiğim çocuk sınavdan çıkana kadar kapıda beklemek yok.
gömülü sistem labında saatlerde saçma sapan bir programı çalıştırmaya çalışıp, saf saf osiloskopta bir sinüs dalgası görünce deli gibi sevinmek yok.
Hat 4 yok.
Sevdiğim adamı ve alıştığım sokakları orada bırakıp buraya geldim,
Evimi bırakıp buraya geldim...
Özledim işte ondan bu lakırdılar...
2 Eylül 2011 Cuma
İroni
"Hitler kadının erkek boyunduruğuna gireceğini, kadının iktisadi bağımsızlığının yürürlükten kaldırılacağını, kadınının belirleyici toplumsal yaşamdan çıkarılacağını, yeniden evine yuvasına kapatılacağını söylemişti. Bu sözleri ilk alkışlayanlar, bireysel özgürlükleri bilmem kaç yüzyıldır yokedilmiş bulunan, bağımsız yaşamaktan erkeklere oranla çok daha fazla korkan kadınlar oldu."
Benim sana gönlüm var gibi gibi...
...
Seviyorum seni denizi uçakla ilk defa geçer gibi.
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldanan bir şeyler gibi,
seviyorum seni" Yaşıyoruz çok şükür!" der gibi.
Seviyorum seni denizi uçakla ilk defa geçer gibi.
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldanan bir şeyler gibi,
seviyorum seni" Yaşıyoruz çok şükür!" der gibi.
1 Eylül 2011 Perşembe
cennet
Benim hayallerim var.
Böyle gün boyu hem kendi hayatımı hemde kafamda hayallerimi yaşarım ben.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)